Dar gelirlilerin veresiye alışverişinde ilk aklına gelen bakkal amca, Suriyeli sığınmacıların kıskacı altına girdi! Kabaran borç defterini bile unutan bakkalların, kayıt dışı bakkallık yapan sığınmacılarla rekabet şansı yok.  Usulsüz işletilen bakkallara gereken cezanın kesilmesini talep eden bakkallar, devlet tarafından denetimlerin arttırılmasını istiyor

Eski Dülük Caddesinde 28 yıldır bakkal çalıştıran Abdülkadir Seçinti,  çoğu mahalle arasındaki bakkalın çektikleri ekonomik sıkıntı nedeniyle ayakta kalma mücadelesi verdiğini söyledi.

MARKETLER EZİYORDU YASAYI BEKLİYORUZ

Seçinti, şunları ileri sürdü: "Biz tüketicilere veresiye satış yapıp faiz uygulamayan, kredi kartlarındaki gibi mağdur yaratmayan kurulan müesseseleriz. Devletten iş ve aş istiyoruz, kendi emek ve sermayeleriyle bakkalımızı çalıştırıyoruz. Şu an büyük marketleri koruyan bir sistem var. Yeni hazırlanan ve TBMM`de bekleyen büyük marketler yasa tasarısının bir an önce yasalaşmasını bekliyoruz. Tasarının yasalaşması halinde büyük marketlere çekidüzen getirileceğinden şu an yaşanan karmaşanın sona ereceğini umuyoruz. “

BİR DE SURİYELİLER ÇIKTI

Bu kadar olumsuzluk içerisinde müşterilerine yüz ekşitmediklerini söyleyen Seçinti, "Bir de başımıza Suriyeliler çıktı. memleketlerindeki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli sığınmacılara gereken yardımı yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü biz atalarımdan böyle gördük, zorda kalana `bir tekme de sen vur` mantığıyla olaya bakmıyoruz. Onlar dün komşumuzdu bugün ekmeğimizi paylaştığımız kardeşimiz oldular. Allah kimseyi vatansız, topraksız, devletsiz bırakmasın. onların durumlarını anlıyoruz.

TİCARİ HAYATI BİTİRDİLER

Resmi rakamlara göre Gaziantep`te yaşayan Suriyeli sığınmacıların sayısı 400 bini buldu. Çoğu yaşlı, çocuk, işsiz, güçsüz, savaştan olumsuz etkilenen gruba devlet baba kucağını açtı onları sahiplendi. Sığınma kampları dışında yaşayan bazı Suriyeliler ise adeta piyasayı kasıp kavuruyor, bir Türk ile ortaklık kurarak ticaret hayatına bodoslama dalınca piyasanın altını üzerine getiriyor ortalığı dağıtıyor. Ne karını ne zararını ne parayı bilen bu insanlar, ticari hayatı tarumar ediyor, kayıt dışı ekonomiyi  tetikliyor.

BURADA KURAL VE YASA VAR

Türkiye`de işyeri açma ve çalıştırma esasları yasalarla belirlenmiştir, tüm yurttaşlar gibi yabancıların da işyeri açabilmesi  için gerekli yasal kayıt ve prosedürleri yerine getirmeleri gerekir. Yetkili kurumlardan belge almadan, çalışma izni ve ruhsatı olmadan faaliyet yürüttüğü tespit edilen işyeri sahipleri hakkında tutanaklar tutulsun, gerekirse dükkanları mühürlensin.

ÜVEY EVLAT MIYIZ?

Bazen devlete için için kızıyoruz. Adamlar, kenar semtlerde cadde üzerinde mini market ve bakkal açıyor, kimse devlet adına `sen ne satıyorsun` demiyor. Maliyenin, belediyenin yolunu bilen yok. Suriyeli kardeşlerimiz, sattıklarının tamamını kar sanıyor, devlete vergi vermeden, belediyeden çalışma ruhsatı almadan işyeri işletemezsin. Ya bu adamlar devlet işleyişini bilmiyor ya da kayıt dışı çalışırım bana kimse karışamaz diyor. Böyle olunca da ister istemez Türk insanı ikinci sınıf statüsüne düşüyor.

YETER ARTIK AYAKTA DURAMIYORUZ

Biz vergi verelim kazandığımızı devletimizin bekası milletimizin geleceği için verelim ama Suriyeliler, haksız kazanç ve haksız rekabet şartları sağlasın, bu böyle gitmez. Ayakta durmakta zorlanıyoruz, sıkıntı başımızı aştı, yeter artık. Her aya vergi verelim, dar gelirli insanlara borca mal satalım, ondan sonra mahallemizin bakkal amcasından ayakta kalmasını bekleyelim. yok arkadaş böyle bir hayat yok, herkes haddini bilecek, vergisini verecek. Sadece dükkan kirası olan bir işyeriyle nasıl rekabet edelim? Devlet, bunları adam akıllı denetleyecek, ruhsatı olmayan vergi dairesine kaydı olmayanlara ceza kesmelidir. "